Cumartesi, Haziran 17, 2006

Akarsu

Etrafında medeniyet kurulan tatlı su akıntılarıdır. Belki de şehrin ortasından güzel geçen sudur. Bir ortaçağ hikayesinde şöyle geçer. "Adamın biri kentin ortasından akan ırmağa bakar ve 'İşte rabbimin kudreti; ırmağı hiçbir ev zarar görmeyecek şekilde şehrin tam ortasından geçirmiş' der...". Sanırım bu insanlar ilerde, İstanbul'un akarsu yataklarına gecekondu yaparak, sellerdeki ölümlere neden olmuştur. İnsanların tarımı bulması ilk ortak su kanallarını yapmasını sağlamıştır. `Server Tanilli`'ye göre bu ilk mülkiyetçiliğin çıkışıdır. Mülkiyetçilik ve kadını sahiplenmenin başlaması ile anaerkil toplumdan ataerkil topluma geçişte akarsular sayesinde olmuştur. Bana göre ticareti geliştiren önemli bir etmen olmuştur. İnsan tarımı bulmasaydı asla bugünkü nüfusuna ulaşamazdı. Bir hesaba göre tarımsız insan nüfusu, ancak yirmi milyon civarında kalacaktır. Doğal bir bariyerdir akarsu, hele ki nehirler. Örneğin; eskiden bir kavimin, bir ordunun hareketini en çok nehirler sınırlarmış. Hatta ikinci viyana kuşatması için götürülen ağır toplar bataklıklara saplanıp kalmıştır. Akarsular etraflarına şehirler kurulmasını sağlamıştır. `Sanitasyon` tekniklerinin gelişmediği dönemlerde, bu temiz su için `elzem`dir. `Şafii`lik'de yanılmıyorsam akarsudan abdest alınmaz. Bu mezhepte abdest ancak durgun suda alınır. Nedenini bilmesem de akarsulara karşı bildiğim ender ters yaklaşımlardandır. Üzerlerine barajlar kurularak elektirik üretilir. Baraj gölleri sayesinde devasa yapay göllerimiz olur. Bu göllere değişik balıklar salınarak, doğal bir çevre yaratılmaya çalışılır. İnsanlar özellikle küçük çocuklar, bu sularda yazın çokça boğulur. Bir tür özensizlik, bir tür şanssızlık belki de eleminasyon yapar. Sonuçta istisanlar hariç, biz boğulmayanların çocuklarıyız. Akarsular dünyanın soğuması sürecinde önemli yer tutmuştur. Dünya sürekli yağmurlarla yıkanmıştır. Bu sular akarsuları oluşturur. Bu döngü bitkilerin adaptasyonu için önemlidir. Bitkileri yiyen hayvanlar ve hayvanları yiyenler derken tüm canlılığa şekil verir. Denizlere sürekli (yaklaşık 4 milyar yıldır) tuz taşırlar. Denizlerdeki tuzluluğun sebebidirler. Aktıkları toprağı aşındırırlar, şekil verirler. Yer altından akanları da vardır. `Yeraltı suları` olarak bilinir, ülkemizde de bolca bulunurlar. İçinde yunusların yaşadığı `Amazon` nehri, medeniyetin anası `Nil` nehri, Çin'de üzerine yimi dört milyar dolarlık, `Üç Boğaz Barajı` yapılan ve tersine akıtılacak olan `Yangçe` nehri hepsi birer akarsudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seviyenizi yazdıklarınız belirler. Noktalamadan, üsluba kadar.