Cumartesi, Haziran 17, 2006

Patavatsızlık

Efenim; nerede ne konuşacağını bilmemek, haddini bilmemek, çam devirmek gibi işlevsel zevkleri olan arkadaşlarımızı üzen bir konudur. `Patavasızlığın gizli tarihi`ne baktığımız zaman, en çok patavatsızlığı `soylu saray soytarıları`nın yaptığını görürüz. `Bir kralı bir soytarıdan ayıran şey patavatsızlığıdır`. Soytarı hemen hemen hatasızca işini yaparken, soytarıyı taklit etmeye kalkan bir kral; ancak patavatsızlık edecektir. Efenim bazılarının sandığının aksine patavatsızlık marifet değildir. Marifetlerinden bahseden bir genç kız gibi davranmayınız. Sanılanın aksine insanlar birilerini dinlemek yerine, sıra beklemektedir. Östrojenden başka sermayesi olmayan doğanın en güzel yaratıklarına bakın ne de patavatsızdırlar. Yirmi yıl sonra geriye kalanları toparlatmak için `botilismus toksinli enjektörler`le halvet olacaklar. `Patavatsızlık marifet olsaydı sizler de hamarat olurdunuz`. Günümüz artık, patavatsızlığın düşüşüne sahne olunan asırlar değildir. Artık patavatsızlık bir tohum gibi içimize ekilmektedir. Televizyonda bir saniye görünmek için olmadık şeyler yapanlar en hafifinden patavatsızdırlar. İnsanın haddini bilmesi mi kendini bilmesi mi daha zordur ? Patavatsız olmak için soylu ya da aciz olmaya gerek yoktur. Patavatsız kişi düşüncesiz kişidir. Karşısındakini incitmekten çekinmez. Artık kim çekiniyor ki ? Patavatsız insan patavatsızlığını anlayamayan insandır. Patavatsızlık düşük dozda bir davranış bozukluğudur. Patavatsızlık genelde kendine küçük bir dünya kuranlarda görülür. Kişi o küçük dünyada hem kral hem de soytarıdır. Biraz `varoluşçu` bakarsak, kişi kendisini inşa ederken diğer insanlardan uzaklaşır ve diğer insanları hor görmeye başlar. Efendim patavatsızlık aslında dinlemeyen insanın hastalığıdır. Biraz özen göstererek ve sabrederek kolayca çözülür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Seviyenizi yazdıklarınız belirler. Noktalamadan, üsluba kadar.